İhalelerin gerek Kamu İhale Mevzuatı gerekse Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu gibi diğer kanun hükümlerine göre gerçekleştirilmesi ve bu disiplinle sözleşmeye konu işin tamamlanması ihale makamlarının temel yükümlülüğüdür. Aynı şekilde, ihale aşamasında ve sözleşme sürecinde; idareler olduğu kadar isteklilerin de bu hükümlere uyma yükümlülüğü bulunmaktadır.
İhalelerin temel ilkeleri olarak belirtilen hükümlere aykırı harekette bulunmak ve kanunların ihlali; bazı idari veya cezai yaptırımları gerekli kılmaktadır.
Kamu alımlarında idari veya cezai yaptırımlar; teminatların gelir kaydedilmesi, kişi/kurumların ihaleden elenmesi ve ihalelerden yasaklanması olarak uygulanmaktadır. Ayrıca koşullar oluştuğunda bu kişiler hakkında kamu davası açılmak üzere suç duyurusunda bulunmak; idareler açısından bir zorunluluktur.
İhalelerden yasaklanmak, isteklinin belirli bir süre hiçbir kamu kurum ve kuruluşun ihalelerine girememesini ifade etmektedir.
İsteklilerin “yasaklı” hale gelmesi; şirketlerin, şirket yöneticilerinin ya da sahiplerinin itibar kaybına ve mali olarak zayıflamasına neden olur. Bu durumlarla karşı karşıya kalmamak için, suç olan ve ceza gerektiren halleri bilmek ve bunlardan uzak durmak gerekmektedir.
İhale aşamasının ve sözleşme sürecinin akamete uğratılması ve ihalelerin temel ilkelerinin ihlal edilmesi gibi fiiller, ihalelerden yasaklanmaya sebep olan davranışlardan bazılarıdır.
Ancak söz konusu fiil ve davranışlar; bazen mevzuatta belirtildiği gibi net olmadığı için ihtilaf konusu olabilmekte; bu ihtilaflar da idareler ve istekliler arasında anlaşmazlığa neden olabilmektedir. Bu anlaşmazlıklar bazen mahkemelerde dava konusu olduğu gibi, sözleşme öncesi uygulamalarda da KiK Kararlarına konu olabilmektedir.
Aşağıda, şikayete konu olan ihtilaflı durumlarda verilen KiK Kararlarından bazıları bulunmaktadır.
Konu hakkında daha fazla KiK Kararına ulaşmak için tıklayın :
Kamu Davası ve
Yasaklılık